26 Eylül 2007 Çarşamba

yeşilçam klasikleri

neşeli günler..

işte yeşilçam'ın kültlerinden biri daha.. hoş benim için adile naşit, münir özkul ikilisinin birarada olduğu filmlerin hepsi güzeldir ama bunun tadı apayrıdır.. turşu suyu yüzünden bir aile faicasının trajikomik hikayesidir..kendi içinde ayrı ayrı bölümlerde irdelenebilir..

en önemli sahnelerinden biri tabii ki ziya'nın kahvede jilet pazarlamasıdır;

"en iyi cilet budur, dünyanin bütün meşhurlari bununla traş oluyor… ingiltere krali, rahmetli başkan kenedi, tacsiz kral peleea, bakenbauver, kaleci mayer, nadya komanaci, biricit bardo, fenerbahceli cemil… hepsi şöhretlerini bu biçağa borçludurlar!"

bir diğerinde adile naşit'in münir özkul'a evleneceğini açıklaması;

-halt etmişsin sen..bir kere kibar ve genç!
-tuuuurrrrruuupppp sıkayım ben onun gençliğine..

cilveleşen şener şen ile ayşen gruda'ya ne demeli;

-ımmhhh gel kız bi öpiyim..
-aaaaa olmaz annem göster ama elletme dedi..

en bombası gözden kaçanı ise "küçük ev" izleyen adile naşit'in hüngür hüngür ağlamasını şaşkın ve bir o kadar boş gözlerle önce inceleyip akabinde zoraki ağlamaya başlayan şener şen'den sonra arka planda çocukların kopmasını bir dahaki sefere daha dikkatle izleyin.. her şeyi ile çok sevdiğim sürekli gözyaşı döktüğüm filmdir..bunların çoğu gülmekten de olsa küçük oğluyla ilk defa karşılaşan münir özkul'un sahnesinde ağlamaya dönüşür bu yaşlar.. adile naşit ve münir özkül ile leziz olmuş şener şen sosu ile tadından yenmez hale gelmiş bir yemektir bu film..

ayrıca turşu suyu sirke ile yapılır..

Hiç yorum yok: