14 Temmuz 2007 Cumartesi

En sonunda... Hastalığım teşhis edildi!! (miş)

Karanlık, avuntudan yoksun zulmet günlük yaşamımızın tüyler ürpertici kısır döngüsüdür.. diye başlar söze..
"Siz hastasınız sevgili dostum" dedi kesin bir edayla. "Belki de organik bir hastalıktır, o zaman çok sürmez, iyileşebilirsiniz. O zaman kentten ayrılıp taşrada yaşamalısınız, dört elle bir işe sarılmalı, ağzınıza et koymamalısınız. Ama öyle sanıyorum ki, hastalığınız başka bir yerde. Ruhunuz hasta sizin."
"Öyle mi dersiniz?"
"Evet. ... Hekimlerin elbet hiçbir şey bildiği yok bu konuda. Moral insanity denilen hastalığın bir benzeri, bireyselcilik ya da hayali yalnızlık diye de nitelenebilir. İçinize bir kuruntu girip yuvalanmış, kendinizi yalnızlaşmış hissediyorsunuz, hiç kimse şuncacık ilgilendirmiyor sizi, hiç kimse anlamıyor. Öyle değil mi?"
"Aşağı yukarı öyle," diyerek doğruladım söylediklerini. Şaşırmıştım.
"Bakın. Hastalığı kapan kimse için birkaç düş kırıklığı elverir, kendisiyle başkaları arasında herhangi bir ilişkiden söz edilemeyeceğine, sadece yanlış anlamaların söz konusu olduğuna, aslında herkesin mutlak bir yalnızlık içinde yoluna devam ettiğine, kendisini başkalarına pek anlatamadığına, başkalarıyla hiçbir şeyi paylaşmayıp ortak hiçbir şeyi bulunmadığına inandırır onu. Bazen söz konusu hastalar büyüklük de taslar, birbirlerini henüz anlayıp sevebilen bütün sağlıklı kişilere sürü insanları gözüyle bakarlar." (2. baskı, syf. 134)
.....
(Devamında tedavisini de anlatmış yazar, ki bence durumla bi ilgisi yok... O nedenle yazmadım. Merak eden açsın, okusun..)

Hiç yorum yok: